Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fatmanur Altun, TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu ve İlim Yayma Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Tülün TVNet’te İsmail Halis moderatörlüğündeki Vakıflar Özel Yayınına konuk oldu.
Konuklar, İBB yönetiminin özellikle kamuoyunda bu vakıflar özelinde oluşturduğu algı ve iddialara cevap verdi. Özellikle İBB yönetiminin gerçeklerden farklı olarak toplumun ekonomik kaygı kodlarından faydalanarak algı yönetimi üzerine yoğunlaştıklarını ifade eden başkanlar, İBB ile imzalanan protokolün yasa ve kanunlara uygun olarak yapıldığını söylediler.
“İBB'den doğrudan ya da dolaylı olarak bir Türk lirası almış değiliz.”
Vakıf başkanları, İBB’den herhangi bir şekilde nakit alım durumu söz konusu olmadığını, İBB ile mevzuatın izin verdiği şekilde akla ve vicdana uygun şekilde iş birliği yaptıklarını ifade ettiler. Vakıflar üzerinden gerçekleştirmeye çalışılan “bir elleri yağda, bir elleri balda hizmet ediyorlar” algısına başkanlar; sivil toplum kuruluşlarının 1900’lü yıllarda yaşadıkları problemleri anlattı. Şu an da sivil toplum kuruluşlarına bakışın normalleştiğini, sivil toplum marifetiyle iş ve işleri kolaylaştıran bir bakış açısının olduğunu söylediler. Bu bakış açısının adeta kara propagandalarla bozulmaya çalışıldığını ve vakıfların toplum nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını dile getirdiler.
İBB Başkanı’nın vakıflar özelinde atmış olduğu adımda samimi olmadığını ise şu sözlerle vurguladılar; “Düzgün vakıf, yamuk vakıf... Biz İBB Başkanı'ndan şöyle bir yaklaşım beklerdik: Şu kadar vatandaşın oyuyla 5 yıl İstanbul'u yöneteceğim. Deseydi ki ben bu vakıflarla çalışmak istemiyorum, burada siyasi yetkimi kullanıyorum. Ben sizinle çalışmayı tercih etmiyorum deseydi bu saygı duyulabilir bir yaklaşım olurdu. Ama böyle yapmayıp burada 40 yıldır, 50 yıldır topluma hizmet eden vakıfları karalayıp vakıflara ‘bir menfaat şebekesi var’ şeklinde karalama kampanyasını yürütmesini kabullenemiyoruz. Samimi olmadılar!”
Vakıfların şeffaf olmadığı ve kendilerine öz eleştiri getirmedikleri yönündeki iddialara ise; “İBB Meclisi'nden oy çokluğu ile İBB ile vakfımız protokol yapmış. Protokol yapmak bir şeffaflık ve denetlenebilirlik göstergesidir. Ben bu mevzuata uygun olarak işletmeci olarak elektriğini ödemişim, suyunu ödemişim, personel giderlerini karşılamışım. FETÖ binlerce yurdunu ve öğrenci evini gayri resmi ve kayıt dışı tutmuştur. Gizlilik için FETÖ tüm işlerini bu şekilde yapmıştır. Bizler protokol yaparak şeffaf olduğumuzu ve vakfımıza ait bir iş olduğunu baştan ilan etmiş oluyoruz. Böylece toplumsal denetlemeye açık hale gelmiş oluyoruz. Yani FETÖ’nün iş yapma tarzıyla vakıflarımızın iş yapma tarzını birbirine karıştırmamak lazım. Biz ise her şeyi vatandaşın gözü önünde CHP'nin içerisinde olduğu ve onayladığı bir protokol çerçevesinde çalışma yaptık.” şeklinde cevap verdiler.