Milli İrade Platformu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Ramazan'ın son günü 5.000 kişilik iftar programı düzenledi. Milli İrade Platformu'na üye 300 Sivil Toplum Kuruluşu'nun katıldığı programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, İstanbulValisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ile sivil toplum kuruluşu başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve gönüllüleri katılım gösterdi.
İftar, 29 Mayıs Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Fatih Çollak'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından okunan ezan ile birlikte oruçlar açıldı. Hemen akabinde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, iftar duasını gerçekleştirdi. İftarın ardından Ensar Vakfı Genel Kurul Üyesi ve İlim Yayma Vakfı Başkan Vekili Necmettin Bilal Erdoğan, selamlama konuşmasını gerçekleştirerek, 300 sivil toplum kuruluşunun her durumda ve koşulda dimdik bir araya gelişinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Selamlama konuşmasından sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde olaylara ilişkin açıklamada bulunarak "Milletvekili adayımız ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum." dedi.
MİLLETVEKİLİMİZİN AYNI ZAMANDA ADAYIMIZIN AĞABEYİ BU SALDIRIDA PKK'LILAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ "Milletvekilimizin aynı zamanda adayımızın ağabeyi bu saldırıda PKK'lılar tarafından öldürüldü. Birçok kardeşi de yaralı vaziyette, ağır olanlar var hastanede. Onlara da Rabbim'den şifalar diliyorum. Şanlıurfa milletvekilimiz İbrahim Halil Yıldız'ın bu seçim çalışmasını hazmedemeyen, bunu kabullenemeyenler dün ne ise bugün de aynıdır. Olayda milletvekilimizin kardeşinin yanında karşı taraftan da iki kişi öldü. 9 yaralı var. Milletvekilimizin hayatını kaybeden kardeşine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, sabır diliyorum. Yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum." dedi.
BİZİM KÜRT KARDEŞLERİMİZLE SORUNUMUZ YOK, BİZİM PKK İLE SORUNUMUZ VAR
Erdoğan, "Bu olay, PKK ve HDP'nin Kürtlerin kanından beslenerek büyüme stratejilerini hala terk edemediklerinin en bariz örneğidir. Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok, bizim PKK ile sorunumuz var. Kürt kardeşlerimizin de bu oyunu bozacaklarına inanıyorum. Şu anda bir yola girmiş vaziyetteyiz, bu hazımsızlık bunları iyice çılgınlaştırıyor. Artık önümüzdeki durumu görüyorlar. Güneydoğuda, doğudaki gelişmeleri görüyorlar. Tabii bunu şimdi hazmedemiyorlar. 6-8 Ekim olaylarında 53 vatandaşın ellerine kanları bulaşanlar, çukur eylemlerinde on binlerce Kürt vatandaşın evini başına yıkanlar, bir kez daha AK Parti mensuplarını hedef aldı.Biliyorsunuz bunlar daha önce de bölgede bizim pek çok il ve ilçe yöneticimizi ne yazık ki şehit ettiler. Biz bölgedeki Kürtleri, PKK'nın ve HDP'nin boyunduruğundan kurtarma yolunda mesafe katettikçe, bunlar yine en iyi bildikleri iş olan şiddete kayıyorlar. Bu şiddet, silah ellerinden alındığı anda, şu anda geldikleri noktaya bir defa gelemeyecekler. Ne bölgedeki kardeşlerimizi, ne partimiz mensuplarını, PKK ve HDP şiddetine terk etmeyeceğiz. Bu hadisenin önünde ve arkasında kim varsa emniyetimiz ve yargımız mutlaka bulacaktır" diye konuştu.
MİLLETİMİZİN KUDÜS MESELESİNDEKİ HASSASİYETİNİ TÜM DÜNYAYA GÖSTERMİŞTİR
"BM Genel Kurulutarafından dün alınan kararı, Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktasıolarak görüyorum. İnşallah bu kararın gereği en kısa sürede yerine getirilir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu Ramazan ayını da İslam dünyası olarak, yürek burkan bir atmosferde geçirdik. Suriye'den Irak'a, Yemen'den Afganistan'a, Filistin'e kadarcoğrafyamızın farklı yerlerinde kardeşlerimizin yüzü bu ramazanda da bir türlügülmedi. Dayanışma, sulh, paylaşma, merhamet ve şefkat ayı ramazan; gözünü kan bürümüş diktatörler, teröristler ve devlet terörü uygulayan yönetimler tarafından adeta bize zehir edilmeye çalışıldı. İslamdünyası olarak, Ramazan-ı Şerif'i karşılamaya hazırlandığımız bir anda İsrail;Amerikan yönetiminin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararına karşı, demokratik haklarını kullanan Filistinli kardeşlerimize vahşice saldırdı. Aralarında çocukların, kadınların, tekerlekli sandalyedeki engellilerin de bulunduğu 62 kardeşimiz, İsrail askerleri tarafından hunharca katledildi. Aynı saldırılardabir kısmı ağır, 2 bin 700'ün üzerinde Filistinli de yaralandı. Ben bir kez dahaKudüs'ü savunurken, şehadete yürüyen Filistinli yiğitlere Allah'tan rahmet,şehitlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum.Yenikapı Meydanı'nda gerçekleştirilen 'ZulmeLanet Kudüs'e Destek Mitingi', milletimizin Kudüs meselesindeki hassasiyetini tüm dünyaya göstermiştir. Ak koyun ile kara koyunun belli olduğu bu imtihan dönemindeTürkiye dik duruşuyla bir kez daha tarih ve insanlık önünde ibra olmuştur. İlk kıblemiz Kudüs'ü, kesinlikle tek gıdası kan, katliam ve gözyaşıolan işgalci İsrail devletinin insafına asla bırakmayacağız. Dört asır boyunca hizmet etme şerefine nail olduğumuz Harem-i Şerif'in üzerine namahrem eli değmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hem ikili düzeyde hem uluslararasıplatformlarda hem de diğer zeminlerde Filistinli kardeşlerimizin hakkını vehukukunu savunmayı sürdüreceğiz. BM Genel Kurulu tarafından dün alınan kararı,Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. İnşallah bukararın gereği en kısa sürede yerine getirilir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Daha biz birini savuşturmadan bir başka saldırı dalgasının üzerimize gelmesinin nedeni Türkiye'nin sembolleşen işte bu cesur tavrıdır. MİT krizinden Gezi olaylarına, 17/25 Aralık girişiminden çukur eylemlerine, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar yapılan tüm saldırıların amacı ülkemize had bildirmektir. Bu operasyonların gayesi Türkiye'nin pençelerini sökmektir. Ülkemizi tekrar belli güçlerin yörüngesine sokmaktır. Sadece bize değil istiklal ve istikbalinden taviz vermeyen milletimize de diz çöktürmek istiyorlar. Türkiye'yi tekrar eski,pısırık, korkak, sermaye ve güç sahiplerinden emir alan yarı müstemleke konumunageri döndürmeyi hedefliyorlar. Biz taleplerine boyun eğmedikçe daha da pervasızhale geliyorlar. Biz bağımsızlığımızdan ödün vermedikçe daha da hırçınlaşıyorlar. Son 5 yılda beraberce göğüslemek zorunda kaldığımız sıkıntıları lütfen birgözünüzün önünden geçirin. Ülkemizin ekonomide, siyasette, dış politika güvenlikve yargıda maruz kaldığı operasyonları şöyle bir düşünün. Kim bunların tesadüfolduğunu iddia edebilir? Kim bunların tamamen ülkenin kendi dinamiklerindenkaynaklandığını söyleyebilir? Kardeşlerim, yaşadıklarımızın hiçbirisi sıradanhadiseler değildir. Vaka-i adiye değildir" dedi.
Erdoğan, "170 bin Kürt kardeşimizi topraklarımıza aldığımız dönemde Kobani bahanesiylesokak çetelerini kışkırtarak insanımızı birbirine kırdırmak istediler. Kobani'yide nereye almışlardı? Yine Suruç'a. Şu anda bu insanların kahir ekseriyeti ülkemizde. Eğer biz Kürt kardeşlerimize karşı tavır içinde olsaydık niye onları biz topraklarımızda ağırlayalım? Hiç içeriye bile almaz Kobani'ye gönderirdik.Ama aldık. Niye? Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Ondan dolayı aldık. Aralarında fakirlere kurban eti dağıtan Yasin Börü'nün de olduğugencecik evlatlarımızı vahşice kimler linç etti? Bu kadar gerçekler ortadayken,53 Kürt kardeşimizi kimler öldürdü? Şu anda bu zat Edirne'de cezaevinde. Bu zatıbirileri gidip ziyaret ediyor. Ana muhalefetin temsilcisi ziyaret ediyor. Neymiş?Cumhurbaşkanı adayıymış. Bakıyorsunuz çıkıyorlar diğer adayların hepsi, 'bir cumhurbaşkanı adayının cezaevinde ne işi var?' diyor. Bunun her yericumhurbaşkanı adayı olsa ne olur? İlla mahkum mu olması lazım? Mahkum değil detutuklu. Mahkum olmayacağının garantisi mi var? Bunlar 53 kardeşimizinöldürüldüğü o günde söylenen neydi, 'dökülün sokaklara' ve sokaklara Kürt kardeşlerimizi dökerek o 53 Kürt kardeşimizi öldürdüler. Bu ülkede milletimizi birbirine vurduran, bu insanları düşünün. Cumhurbaşkanı adayı olması, onun kalkıp bu mücadele içerisinde cezaevinden dışarı çıkmasını sağlıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun adı özgürlük olabilir mi? Akabinde bölücü terör örgütünü devreye sokarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kimi ilçelere saldırdılar. Yine başarısız olunca 15 Temmuz gecesi FETÖ mensubu hainlereliyle darbe yapmaya kalktılar. Milletimiz nasıl diğer saldırılarda oyunu bozduysa, bu sefer de hayatını ortaya koydu ve 251 şehit verme pahasına ülkesine sahip çıktı, canını verdi. Canından aziz bildiği vatanını milletini hainlere teslim etmedi." dedi.
Türkiye'de artık sivil iradeyi temel alan yeni bir sistemin kurulduğunu belirten Erdoğan, "İşte biz, 24 Haziran'da bu sistemi kimin kuracağını oylayacağız. Bu bakımdan bu seçim çok önemli. Ya geçmişi yasaklar, baskılar, darbe şakşakçılığıyla dolu muhalefete yeni sistemin anahtarlarını vereceğiz ya da 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla çok daha demokratik, çok daha özgürlükçü, kadim değerlerimizle daha barışık bir sistemi beraberce inşa edeceğiz. Muhalefet cephesinde garnitür olarak bulunanların durumu bize ve milletimize asla bir ölçü olamaz. Biz niyete bakarız, sicile bakarız. Dile getirilen vaatlere bakarız. Biz karşımızdakilerin bugüne kadar başörtüsünden imam hatiplilere kadar sergilediği tutuma bakarız. Bunlar akşam başka, sabah başka. Bu şekilde. Uygulaman ne uygulaman? İcraatın ne icraatın? Biz buna bakarız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye toblo takdimi yapıldıktan sonra iftar sona erdi.