Son günlerde ülkemizde, kadın ve çocukların ağır bir saldırı altında olduğuna yönelik haberler üzerinden siyasi ve dini zaafiyet algısı oluşturmaya yönelik bir toplum mühendisliği faaliyetinin yürütüldüğüne şahit olmaktayız.
Yüce dinimiz İslâm’ın gerek hükümleri, gerekse kusur sahibi müminler üzerinden tenkit ve tahfif edilmesi meselesi yeni bir durum değildir. Bu haksız ve maksatlı tutum son zamanlarda sistematik şekilde artmıştır. Faillerinin meçhul olmadığı bu ahlaksızca algı, elbette ki İslam dininin mükemmelliğine bir halel getiremeyecektir.
Her bir ayeti ve sahih her sünneti hayat rehberi olan bir dine mensup olan Müslümanlar da, anlayışları ve yaşayışlarıyla söz konusu algıya meydan vermemelidir. İslam dini üzerinde oynanmaya çalışılan her oyunu bozmak ve menfi algıyı bertaraf etmek amirinden memuruna, erkeğinden kadınına her Müslümanın görevidir.
Bu vesileyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, dinin anlaşılmasıyla ilgili dikkat çektiği ve 28 Şubat’ta da alışık olduğumuz manipülasyonları ifşa ettiği hususlar, bizlerin de hassas olduğu konulardır. İslâm’ın herhangi bir anlayışının tahrif edilmesinin ve halk nazarında yara almasının engellenmesi; kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Üniversitelerin İlahiyat Fakültelerinin öncelikli görevidir.
Yine halkın teveccühüne mazhar olmuş sağ duyu sahibi âlimlerimiz ve kanaat önderlerimiz de dinimiz hakkında oluşturulmaya çalışılan bu maksatlı algıyı ortadan kaldıracak şekilde İslam’ı, Kuran ve sahih hadisler eşliğinde asrın idrakine sunmalıdır.
Ülke olarak önemli badirelerden geçtiğimiz ve Mehmetçiğimizin Afrin’de cesurca mücadele verdiği bir dönemde; bizler milli birliğimizi muhafaza ve manevi değerlerimizi ihya edecek nesiller yetiştirmeyi kendisine gaye edinen sivil toplum kuruluşu olarak, sorumluluk sahibi bütün kişi, kurum ve çevreleri akl-ı selîm etrafında toplanmaya, uyanık olmaya ve kardeşliğimizi muhafaza etmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.