Sivil Toplum Gözüyle Yeni Hükümet Sistemi başlıklı program; Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu tarafından 7 sivil toplum kuruluşu genel başkanının katılımıyla toplamda 42 STK temsilcisnin iştirakı ile Antikkapı Restoran'da gerçekleştirildi.
Avukat Halit Çokan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen programa, HAK İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, Ensar Vakfı Genel Başkanı Cenk Dilberoğlu, TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı Seçkin Koç, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Alper Esen, ÖNDER Genel Başkan Yardımcısı Veysel Başar, Cihannüma Genel Başkan Yardımcısı Bilal Eren, Kent Konseyi Başkanı Adnan Uyar, Kent Konseyi Genel Sekreteri Gültekin Görüm ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı.
DEMOKRASİYİ BURALARDA OLGUNLAŞTIRACAĞIZ
Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Dönem Sözcüsü Şahin Yaşlık'ın selamlama konuşmasının ardından kürsüye gelen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, "Hükümet sistemi hepimizi ilgilendiriyor. Herkes bunun farkında değil ama bunun en güzel olgunlaşacağı yerler sivil toplum kuruluşları, sendikalar. Bundan sonra yönetim biçimi, ülkenin sahiplenilmesi bu merkezlerde olmalı. Bu mekteplerden geçmeyen demokrasi sağlam temeller üzerine oturmaz. Demokrasiyi, ülkeye sahip çıkma bilincini sendikamızda, derneğimizde, kulübümüzde olgunlaştırmamız gerekir dedi.
BİZİ KAPAKLAMA YERE YATIRACAKLARDI
Karaosmanoğlu konuşmalarını şöyle sürdürdü: "15 Temmuz'da biz bunu gördük, millet ayağa kalkınca güçlü de bir liderimiz olunca bir gecede hallettik. Bizi şimdiye diz çöktürme değil kapaklama yere yatırmışlardı. Sistem güçlü olacak. Bizim sistemimiz çürük. Düşmanlar da bu çürük yerlerden faydalanıyorlar. Halk yeter dedi ve son 15 yıldır Türkiye iyi bir yerde ilerliyor ama hala tehlike var. Köylerde bir muhtar seçiyoruz, koalisyon var mı yok. Kaç belediye başkanı seçiyoruz, bir. Koalisyon var mı yok. Başkan son derece yetkili ve etkili. İki tane olsa bu işler yürümez. PKK'da var iki başkan ama onlar başka yerlerden talimat alıyorlar. Aslında biz Kocaeli'de Cumhurbaşkanlığı Başkanlık Sistemi'ni kurduk ve yürüyor, hiçbir zaman da tek adamlık yapmadık.
BU SİSTEMDE EKSİKLİK VAR
Moderatör Halit Çokan ise, "150 yıllık bir parlamenter sistemimizin olduğu konuşuluyor. Bu sistemin hem iktidar sorununu çözme yönünde eksik olduğunu hem de yönetim eksikliğinin olduğunu acı tecrübelerle gördük. Toplumsal ve siyasal alanda bu sistemin ya reforme edilmesi ya da değişmesi hususunda bir arayış içinde olduğunu görmüş bulunuyorsunuz. Yolu başbakanlıktan geçen her siyasi bu sistemin değişmesi gerektiğini söylemiş durumda. MHP bir anayasa önerisinde bulundu ve meclisten geçti. 16 Nisan'da da milletimizin takdirine sunulacak." ifadelerine yer verdi.
GÜÇLÜ EVETİ GENÇLERE ANLATIYORUZ
Cihannuma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Bilal Eren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine tek adamlık eleştirileri yapılmakta. Sizin bakış açınız nedir? Vesayet sistemini zayıflatma noktasında bu sistemin ne gibi katkısı olabilir? sorusu üzerine şu açıklamalara yer verdi: "Platformumuz tam bu soruları deneyimlemiş bir platform. Son yaşadığımız olaylar güzel örnek. Milli Gençlik Vakfı kapatıldığı zaman 350 bin lise ve ortaöğretim öğrencisi vardı yurtlarında kalan. 350 bin kişinin tasfiye edilmesinin ardından kimin geldiği 15 Temmuz'da ortaya çıktı ve Türkiye'nin yıllarını heba etti. Biz güçlü Evetin çıkması için de özellikle gençlere anlatıyoruz. 18-26 yaş arası 12 milyon genç var.
GENÇLER DİKTATÖRLÜĞÜ BİLMİYOR
Diktatörlük gibi kelimelerin Gezi Parkı olaylarından sonra Türkiye'ye bir algı operasyonu olarak gösterildi. Getirilen değişiklikte böyle bir diktatörlük söylemi var. Apolitik bir söylemle bunu köpürtüyorlar. Bunu bilerek ve bilmeyerek yapan bir kesim var. Bu gençler diktatörlüğün ne demek olduğunu bilmiyorlar, geçmişi yaşamadıkları için. Bugünkü kuşak, internet kuşağı dediğimiz bir kuşak. Bu nsil sistemin Ankara'dan yönetilmesini, kamuyu anlayamıyor. Alaya almalar, şikayetler. Siz onlara ne kadar anlatsanız da köprü yol diye o daha fazlasını istiyor. Bunu zaten yapılması gereken şeyler olarak görüyor. Devlete karşı çıkmaya çalışıyor. Tek adamlık konusu diye birşey yok, özellikle gençlere anlatmak lazım. Şu an varsa tek adamlık daha çok var.
PEK ÇOK SORUN ORTADAN KALKACAK
HAK İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin hükümet istikrarsızlıklarını bertaraf etmedeki rolü ne olabilir. İstikrar istihdam üzerinden yorumlarınızı alabilir miyiz?" sorusunu şu şekilde yanıtladı: "Cumhurbaşkanını seçtiğimiz an hükümet kurulmuş oluyor. Parlamenter sistemin tek başına hükümetin kurulamamasının önümüze getirdiği koalisyon hükümetleri. Bir siyaset uzlaşma kültürünün olmaması. Bu durum krizleri de beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin en büyük avantajı bu ve bu şekilde pek çok sorun ortadan kalkacak. 67 yıllık sürece baktığımızda ülkemizin istikrarlı olduğu dönemlerde hep istihdam artmış, ekonomik krizler asgari düzeye inmiş ve Türkiye büyümeyi gerçekleştirmiş.
BU DEĞİŞİKLİK KAZANIM OLACAK
Bu süreçlerde en çok kazanan emek dünyası olmuş. Biz anayasa değişikliğine işçiler emekçiler olarak baktığımız zaman krizlerin yaşanmaması, siyasi iktidarın sağlanması doğal olarak ekonomik istikrarını da beraberinde getirdiği için bu değişikliği kazanım olarak görüyoruz. Emek hareketi açısından bu durum hayati önem taşıyor. Biz ne kadar iyi anlatabilirsek Evet o kadar artacaktır. Türkiye istikrarlı döneme geçtiği zaman istihdam ve ücretlerdeki artışlar çalışanlar için kazanımlar oldu. 18 maddenin tamamı çalışanlar için yeni kazanımları alma konusunda çalışma başlatmıştır. Biz de bu süreçteki rolümüzü ortaya koyarak 16 Nisan'da evetleri arttırıp, ülkenin misyonunu daha fazla güçlendirebileceğimizi düşünüyorum.
3 LİDER ADINI TARİHE YAZDIRACAK
Bu sistemin ortaya çıkmasının 3 aktörü var. Bahçeli'nin talimatıyla bu konu yeniden gündeme geldi, Erdoğan'ın bütün olumsuzluklara rağmenki kararlığı ve Başbakanın kararlılığı. Bu 3 lider Türkiye tarihine altın harflerle yazılacak. Hem AKP'yi hem de MHP'yi tebrik ediyorum. 16 Nisan Türkiye'nin yönetim biçiminde bir milat olacaktır." MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Alper Esen, 'Ulusal kalkınma ve siyasi istikrar arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz, yönetim istikrarının yatırım ve üretime katkısı nedir?' sorusuna şu cevabı verdi: "Bizim için istikar ekonomi demek. Ekonominin siyasetle bire bir ilişkisi var. Referanduma bakışımızı 'Gelecek Senin Sahip Çık' programlarımızla anlatıyoruz. Ekonomiyi siyasetin dışında tutmak mümkün değil. 2002'den beri hep büyüdü ülke. Bu bizim için önemli.
MADDELERE TAKILMIYORUZ
İş dünyasının bozulabilecek dünya konjenktürüne hazırlıklı olması lazım. Bunu bize kim hazırlayacak, siyaset. 15 Temmuz'dan da anlaşıldı ki ülkenin yeniden yapılanması gerekiyor. Özellikle dış siyaset açısından oluşan dünya düzenine bizi hazırlıklı olması lazım. Var olan düzenle sıkıntılar çekeceğiz. Bizim için yeni bir dönem başlıyor. Hem hain darbe girişiminin ortaya çıkması, hem ABD seçimleri ile ilgili kırılma, bizim ne ile karşılaşacağımız belli değil. Bizim ekonomik olarak da güçlü durmamız lazım. Biz demokrasinin dönüşümü olarak görüyoruz, buna da ihtiyaç var. Referandum sonrasında yeni oluşacak ülke bizi çok daha güzel günlere götürecek. Maddelere çok takılmıyoruz. MÜSİAD olarak buna çalışıyoruz.
DAYATILMAYAN ANAYASA İSTİYORUZ
İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün 'Sivilleşme ve demokratikleşme açısından sistemi nasıl değerlendiriyorsunuz, Parlamentoyu zayıflatıp zayıflatmama tartışmamalarını da değerlendirir misiniz?' sorusuna şu yanıtla cevap verdi: "Çağdaş bir anayasa istediğimiz için, bize dayatılmayan bir anayasa istediğimiz için destekliyoruz. Bize bir elbise giydirdiler, aynaya bile baktırmadılar. O elbise birimize dar, birimize bol geldi. Bugüne kadar bu ülkede borç altında eğilmedik. Bir sente muhtaç günlerden bugünlere geldik. Bu değişiklik çağdaş, verimli bir yönetimse gönülden desteğiz. Millet anlamaz diye bakanların yerine milletin seçtiği bir cumhurbaşkanı ise elbette bunun yanındayız. Bir zamanlar kat sayı diye bizi uyuttular, başörtüsü ile uğraştılar, şimdi her yerde var, uzaya gitmeye engel mi oldu, devlet mi yıkıldı? Değerlerimize değer veren bir yönetim istiyoruz. Değer vermeyenlere de biz de değer vermek istemiyoruz.
SİZE SORMAYACAĞIZ BEYLER
Bundan sonra size sormayacağız beyler, bundan sonra biz millete soracağız. O yüzden bir anayasa değişikliği. Yerel yönetimlerde sizin kötülediğiniz Başkanlık modeli kullanılıyor. Biz de şimdi bu yönetimi istiyoruz, onun için bu anayasa. Sorun üreten değil, sorun çözen yönetim istiyoruz. Biz Türkiyeyiz burada Türkler yaşıyor. Dışarıdan talimat alanlara son vermek için bu anayasa. Biz 65 yıllık bir cemiyetiz, top yekün yürekten, gönülden Evet' diyoruz."
DAHA ÖNCE YAPILMALIYDI
Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Cenk Dilberoğlu "Örgütlü ve güçlü anayasa değişikliklerini değerlendirir misiniz?' sorusunu şöyle yanıtladı: "Bu sistem değişikliği çok daha önce gerçekleştirilmiş olsaydı Türkiye hedeflerine çok daha önce varmış olacaktı. Bu değişiklik Sivil toplum açısından çok büyük bir önem arz ediyor. Pek çok kardeşimiz Türkiye'nin gençliğini temsil edecek. Bu stk faaliyetleri açısından çok önemli birşey. 550 vekilin 600'e çıkartılması da önemli bir gelişme. Bir diğer hususta gensoru ve güvenoyunun kaldırılması. Biz her seçimde hükümetler seçiyorduk fakat bizim önümüze bir sandık gelmeden o hükümet al aşağı ediliyordu. Şimdi artık vatandaş için güvenoylaması cumhurbaşkanını seçmek olacak. Vatandaş tercihini sandıkta kullanacak ve kendi hükümetine güvenoyu vermiş olacak." dedi.