Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi ile Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şubesi, Genç Ensar Afyonkarahisar Temsilciliği ve Akademik Değerler Topluluğu işbirliğinde Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Macit’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Dünya tarihini yeniden düşünmek’ konulu konferans ve Grup Yürüyüş konseri düzenlendi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampusu Atatürk Kongre Merkezi’nde düzenlenen program, AKÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Mustafa Can'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Kent Konseyi Gençlik Meclisi Başkanı Talha Erdoğan ve Ensar Vakfı Şube Başkanı İbrahim Durgut'un açılış konuşmasının ardından, Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Macit ‘Dünya tarihini yeniden düşünmek’ konulu konferans sunumunu gerçekleştirdi.
Dünya tarihini etkileyen en önemli ve kritik olayın İslam’ın zuhuru olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Macit, “Hz. Peygamber ile başlayan İslam’ın tebliği ve dünya coğrafyasına yayılması bin senelik bir Pers İmparatorluğunu ortadan kaldıracak, dinlerin tekrar tarih sahnesinde yer almasını beraberinde getirecek, ökümen alan diye ifade ettiğimiz Nil'den Amuderya'ya kadar olan insanlığın şehirleri, kadim uygarlıkları, insanlığın medeniyetlerini ortaya çıkardığı kadim havzaların bu zaman dilimi içerisinde İslamlaştığını, İslam toprağı haline gelmiş olduğunu görmüş olacağız” dedi. Macit bu durumun dünya tarihinin Akdeniz havzasındaki söz konusu birikimine İslam’ın yerleşmesi ve günümüze kadar olan tarihin değişmemesi noktasında bir etkide bulunacağını ifade etti. Macit, “Ancak bu ifade ettiğim özellik Avrupa merkezli bir tarih anlayışından baktığımızda göremeyiz. Biz bunu ancak kendi zaman algımızdan hareketle ifade edebilir ve ortaya koyabiliriz” diye konuştu.
"MEZOPOTAMYA DÜNYA UYGARLIĞININ MERKEZİDİR"
Bilime göre milattan önce 40 bin yılında dünya üzerinde büyük buzul çağının yaşandığını anlatan Macit, “Bilime sadık kalarak konuşursak milattan önce 40 bin yılında dünya üzerinde büyük buzul çağının olduğu, milattan önce 10 binlere gelindiği zaman ise küçük buzul çağı olarak ifade edilen ve buzul çağının sona erdiği yani yeryüzünde yaşam alanlarının ortaya çıktığı dönem karşımıza çıkacaktır” ifadelerini kullandı. Macit konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu şekilde aslında beşeri coğrafya milattan önce 10 binlere gidildiği zaman yaşanılır insanlığın yaşayıp beşeri coğrafyanın ortaya çıkışını buzul çağı sonrası karşımıza getirecektir. Biz bu süreç içerisinde 2 ana göç yolunun insanlığın kavşak noktasını belirleyecek şekilde cereyan ettiğini ifade etmemiz icap ediyor. Bir tanesi Hindistan’dan kuzeye doğru Kafkasya’ya doğru olan insanlığın yolculuğudur. Kadim insanlığın göç hareketinin birinci noktasıdır. İkinci noktası ise Afrika ortalarından Mezopotamya’yı da geçip Orta Asya’ya doğru, kuzeydoğuya doğru olan yolculuktur. Biz Hz. Adem ve Hz. Havva’nın yeryüzüne indirildiğinde nerede olduğuna dair 3 rivayetin dahi kıstas olarak aldığımız zaman Arabistan coğrafyasının, Afrika’nın ve Nil coğrafyasının Hz. Adem ve Hz. Havva’nın insanlığın bu coğrafyadan itibaren yeryüzüne yayıldığını düşündüğümüz zaman bu coğrafyalardan göç hareketleri ile beraber milletlerin ve toplumların kavşak noktası Mezopotamya olacaktır. Mezopotamya dünya tarihinde toplumların bu zorunlu göç hareketleri çerçevesinde kaynaştığı ve bir araya geldiği coğrafyanın adıdır. Biz Kur’an-ı Kerim’de ismi zikredilen 25 peygambere baktığımız zaman, bu 25 peygamberin Mezopotamya merkezli bu coğrafyada gönderilen peygamber olduklarını göz önüne aldığımız zaman, bu coğrafyanın insanlığın kadim, ilk uygarlıklarını, ilk devletlerini, ilk şehirlerini, demiri ilk kullanmalarının, tarıma geçişlerinin yani insanlığın uygarlık üretiminin merkezi olaraktan görmüş olacağız.”
"PEYGAMBERLER İNSANLIĞIN BİR ARADA YAŞAYABİLMESİNDE ÖNEMLİ FAKTÖR"
Peygamberlerin gerek Nil coğrafyasından kuzeye doğru olan yolculuklarında ve gerekse doğu-batı hattındaki yolculuklarında kavşak noktası olaraktan Mezopotamya merkezli bir birikim ve tecrübenin ortaya çıktığını vurgulayan Macit, “Dolayısıyla peygamberler insanları bir araya gelmeyi ve bir arada yaşama tecrübesini ortaya koyduğu Mezopotamya coğrafyasında toplum olarak başkaları ile nasıl yaşanılabilirliğinin tecrübesini toplumlara gösteren en önemli kurucu unsunlar olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu. Macit şöyle dedi: “Bu sadece Kur’an-ı Kerim’de ismi zikredilen 25 peygamber için zikredebileceğimiz bir husus değil, aynı zamanda şayet biz peygamber olduklarını iddia edersek ki iddiaların olduğunu söyleyelim, buradan Zerdüşt’ün çıktığı ve aslında medeniyetlerin kurulmasına öncülük yaptığı coğrafyalara baktığımız zaman yine karşımıza Nil, Afrika, Mezopotamya merkezli bir coğrafya çıkacaktır. O yüzden Mezopotamya farklı halkların katkılarının ve peygamberlerin kurucu unsur olarak saf bir toplum yerine farklı unsurların bir arada yaşadığı, bir arada medeniyetler ve uygarlıklar ortaya koyduğu merkezin adı olarak karşımıza çıkacaktır. Burada şüphesiz Mezopotamya’nın bu merkezi hususiyeti 18. asır itibariyle insanlığın vasatı olan, beşeriyetin havzası ve merkezi olan Mezopotamya merkezli bu anlayışın 18. asır itibariyle Avrupa’ya taşınmasının aslında bir sürecini içinde bulunan biz 21. yüzyıldaki insanlar görmüş oluyoruz.”
Konferans sonunda, Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Macit'i tebrik ederek çiçek takdim eden Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Afyonkarahisar Belediyesi Kent Konseyi ile Ensar Vakfı, Genç Ensar ve Akademik Değerler Topluluğu'na düzenledikleri bu programdan dolayı teşekkür etti. Konferansın ardından sahneye Grup Yürüyüş ekibi çıktı. Grup, sevilen şarkı ve türküleriyle programa katılanlara unutulmaz bir gece yaşattı. Programa, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Karakaş ve Prof. Dr. İsa Sağbaş, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şuayyip Özdemir öğretim elamanları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.