Muş STK'ları Halep katliamınıa ortak bir bildiride bulundular. Bildiriye; Ensar Vakfı, Hasköy Özgür-Der, Lale-Der, Muş Diyanet-Sen, Muş Eğitim-Bir, Muş IHH, Muş İlim İrfan İhsan-Der, Muş Memur-Sen ve 11 İş Kolu, Muş Özgür-Der, Selam-Der üyeleri katıldı. Katılımcılar, ellerindeki dövizlerle ve attıkları sloganlarla Halep´teki katliamı kınadı.
‘HASTANE KALMAMIŞTIR!´
Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Murat Kayacan, katılımcılar adına basın açıklamasını okudu. Suriye´de her gün onlarca insanın ağır bombardımanlar altında katledildiğini ifade eden Kayacan, “Özellikle Halep´i kuşatan Rusya, İran ve Esed güçleri, gün geçtikçe zulümlerini artırmakta ve yaşlı, çocuk, kadın demeden mazlum Halep halkına adeta ölüm yağdırmaktadırlar. Ve maalesef bu vahşetin bilançosu gün geçtikçe artmakta ve yürekleri burkan bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Halep´te yaşananlar şimdiden yüzyılın en büyük katliamı olarak kayıtlara geçmiş durumda. İkinci Dünya Savaşı´ndan bu yana belki de herhangi bir şehirde bu denli ağır hasar ve kayıp oluşmamıştır. 15 Kasım´dan bu yana Halep´te katledilenlerin sayısı 700´ü, yaralıların sayısı 2 bin 500´ü aşmış durumda. Özellikle son haftalarda kenti kuşatan katiller çetesi, kontrolü ele geçirmek için gece gündüz demeden saldırılarını sürdürüyor. Kentte kalan 300 bin sivil, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Rus ve Esed güçlerinin Halep´te özellikle kasten hastaneleri vurduğu, 32 bini aşkın yaralının tedavi edilecek bir ortam ve imkân bulamadığı bildiriliyor. Halep´te artık vurulacak hastane de kalmamıştır! Halep´te savaşlarda özen gösterilmesi gereken kurallarının hiçbirisi de uygulanmamakta ve siviller katledilerek muhalefet teslim alınmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu manzara karşısında utanılacak bir sessizliğe gömülen dünya, bu vakitten sonra asrın vicdanında mahkûm edilmiş, insanlık adına yüz karası bir hale düşmüştür. Ahlaktan yoksun, siyasal hesaplaşmaların esiri olmuş alçak manzaraya sessiz kalmak izah edilemez” diye konuştu.
‘BİR SORUMLULUKTUR´
Yrd. Doç. Dr. Kayacan, Halep´teki kuşatmaya tepki gösterilmediği takdirde bütün ümmete sıra geleceğine dikkat çekti. Kayacan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Öte yandan biz Müslümanlar, ikiyüzlü Amerika ve Avrupa Birliği ile Esed´in ortakları Rusya ve İran´dan bir şey yapmalarını da beklemiyoruz. Müslümanlar kendi dertlerine yine kendilerinin çare olabileceğinin farkındadır. Bugün ağlamak ve sızlamak vakti değildir! Halep´teki kardeşlerimiz coğrafyasının diğer bölgelerine gelecek ve zulmün umutlarını bize bağlamışlardır. Bizler de bu çağrıya kulak vermek zorundayız. Bu, Rabbimizin üzerimize yüklediği bir sorumluluktur. İslam ümmeti, özellikle Türkiye bugün hem siyasal hem sosyal hem de ekonomik açıdan bir kuşatma altında alınmaktadır. Bu kuşatmanın en belirgin hali, Suriye´de yaşananlardır.”
‘EL UZATMALIYIZ´
Kayacan sözlerini şöyle tamamladı: “Bu emperyalist kuşatma bugün Halep´te aşılmazsa sıra yarın ümmet karanlığı hepimizi esir alacaktır. O halde bugün duyarlılıklarımızı topyekûn olarak harekete geçirmeli ve acilen Halep´e el uzatmalıyız. Muş´ta yaşayan Müslümanlar olarak bizler, bugün bir kez daha, Müslümanlara bu zulmü reva gören zalimlerin topunu lanetliyoruz. Halep´te canı pahasına ülkelerini savunan mücahit kardeşlerimize Rabbimizden yardım ve zafer diliyoruz. Bizler bu şanlı direnişe şahidiz ya Rab! Rabbimiz, zulme maruz kalan kardeşlerimizin sesi olmayı ve onların kutlu direnişlerine madden ve manen destek olan iman kardeşlerinden olmayı bizlere nasip eylesin!”
Yapılan basın açıklamasının ardından Belediye Meydanı´nda bir araya gelen STK üyeleri, meydandan ayrıldı.