AİHM Kararı ve Zorunlu Din Dersi Üzerine Bir Değerlendirme

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 16 Eylül 2014’de Türkiye’de okullardaki din dersiyle ilgilidavanın kararını açıkladı.
DEĞERLER EĞİTİMİ MERKEZİ
HABER
9 YIL ÖNCE
AİHM Kararı ve Zorunlu Din Dersi Üzerine Bir Değerlendirme

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 16 Eylül 2014’de Türkiye’de okullardaki din dersiyle ilgili davanın kararını açıkladı. Karar özetle mevcut içeriği ile din derslerinin zorunluluğuna itirazı dile getiriyor. Ders müfredatında yapılan değişiklikler yeterli görülmeyerek eğitim sisteminde reforma gidilmesi gerektiği, zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinden muafiyet hakkı tanınması ve muafiyet hakkının ebeveynlerin din veya inançlarını açıklamak zorunda kalmayacak bir şekilde düzenlenmesi isteniyor.

2011 yılında bir vatandaşımız tarafından zorunlu Din Kültürü Ahlak Bilgisi derslerinin içeriğinin Sünni İslam anlayışına dayandığını ileri sürerek AİHM’e yapılan başvuru sonucunda verilen karar bu yönde. 2007 yılında da benzer bir başvuru ile Türkiye’den benzer talepler dile getirilmişti. Kararın gerekçelerinde bu dersin daha katılımcı, eleştirel ve programın daha eşitlikçi olması gerektiğinin altı çiziliyordu. Sure ezberletilmesi ve ibadetler konusuna ayrıntılı yer verilmesi de karar özetinde eleştirilen noktalardı. O zaman Türkiye savunmasında, bu dersin herhangi bir dini ya da mezhebi esas almayan bir kültür dersi olduğunu ve herhangi bir inancın benimsetilmeye çalışılması gibi bir amacının olmadığını ifade etmişti. Dahası, henüz dava neticelenmeden 2005 yılında bu dersin programı ile ilgili ciddi değişikliğe zaten gidilmiş ve özellikle Alevi inancına ilişkin ortaöğretim programına düzenlemeler, ilaveler yapılmıştı. 2010 yılında ise bu dersin program ve kitaplarında değişikliğe gidilerek, Alevilik konuları 7. Sınıf programında yer aldı.

Peki, Türkiye’de gerçekten din dersleri yoluyla baskıcı bir dini endoktrinasyonun söz konusu olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır. Mahkemeye sunulan uzman görüşlerinde de dile getirildiği ve din dersi müfredatında da açıkça ifade edildiği üzere Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi İslam dininin temel kaynaklarını sadece referans almaktadır, İslam dininin kök değerlerine mezhepler üstü bir perspektie yer vermektedir. Mezhepler, İslam dinindeki yorum farklılıkları olarak değerlendirilmiş- tir. Dolayısıyla programın Sünni olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Türkiye’nin bu konudaki savunusu, Aleviliği İslam dini kapsamında bir inanç olarak değerlendireceksek doğru ve yerindedir. AİHM, DKAB ders müfredatının Sünni İslâm’ı esas aldığı iddiası doğrultusunda karar vermiş bulunuyor. Bu noktada uzman görüşlerine itibar edilmediği anlaşılmaktadır.

Ailelerin “ben bu içerikten memnun değilim” yönündeki itirazı esas alınırken şu da göz önünde bulundurulmalıydı: okul programındaki derslerin her çeşit görüşteki ailelerin bir takım görüşleriyle tam uyum içinde olmasını beklemek diğer dersler için ve diğer ülke eğitim sistemleri için de söz konusu değildir. Her görüşteki aileyi ve isteklerini tam tatmin edecek bir süreç ile eğitim programlarına şekil vermek imkansızdır. DKAB dersi bir dinî eğitim dersi değil, din kültürünü geliştirmeyi amaçlayan, uygulama boyutunu içermeyen bir derstir. 16 Eylül tarihli AİHM karar metninde de yer aldığı üzere başvuru sahibi aileler, çocuklarının bu dersten nasıl etkilendikleri yönünde somut açıklamalarda bulunmamışlardır.

AİHM kararlarının doğrudan dersin kendisinin veya zorunluluğunun kaldırılmasına yönelik bir karar olarak Türk basınında yansıtılması bir yanıltma, yanlış yönlendirme örneği olarak değerlendirilmeli. Çünkü din eğitiminde reform yapılması, dersin daha katılımcı, eleştirel ve programın daha eşitlikçi olması gerektiği asıl vurgulanan husustur. Avrupa Birliği’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ülkelere din eğitimi sistemi önermesi, derslerin seçmeli mi, zorunlu mu olacağına karar vermesi söz konusu olamaz. Kamuoyunda "AB, din dersine karşıdır" düşüncesi bilgi eksikliğinden ileri gelmektedir. Fransa hariç bütün ülkelerde din dersi zorunlu, seçmeli ya da isteğe bağlı olmak üzere bulunmaktadır. Almanya, İngiltere, Romanya, İsveç, İrlanda ve Yunanistan gibi azımsanmayacak sayıda AB ülkesinde din dersi zorunlu bir derstir. Mahkemeye intikal eden bir dava söz konusu olmadığı için buralarla ilgili AİHM kararından da söz edemiyoruz. Yoksa Türkiye’nin örneğin Yunanistan’daki din dersi programından çok daha eşitlikçi ve farklılıklara yer veren bir öğretim programına sahip olduğu kolaylıkla tespit edilebilecek bir gerçektir. UNESCO’nun 2002 yılında yaptığı araştırma 142 ülkeden 73’ünde okullarda en az bir saati kapsayacak şekilde zorunlu din dersin olduğunu göstermektedir. Zorunluluk kavramından ülkelere göre ne anlaşıldığı ve dersten muafiyet konusunda farklılaşma söz konusu olsa da zorunlu din dersi konusunda dünya da önemli bir eğilimin var olduğu –özellikle 11 Eylül sonrası süreçte- bir gerçek olarak karşımızda bulunuyor.

Norveç de aynı şekilde AİHM’e şikâyet edilmiş bir ülkedir. Dersin adı orada "Hıristiyanlık ve ahlak eğitimi" şeklindedir. Folgero davası olarak bilinen bu davada AİHM, Türkiye gibi Norveç'in de zorunlu dersin sözleşmenin eğitim hakkını düzenleyen 2. maddeyi ihlal ettiğine hükmetti. Folgero kararının gerekçesi Türkiye'den biraz farklıdır. Dersin ismi ve genelde Norveç'te eğitimin Hıristiyan değerlerini öncelemesi gibi ek nedenler dile getirilmiştir. Norveç hükümeti de dersin hukukî statüsünü değiştirmeden gerekli düzenlemeleri yaparak çözüm bulmaya çalışmaktadır.

Peki, AİHM kararı sonrası Türkiye’nin önünde nasıl bir yol haritası bulunuyor? AİHM kararı dersin statüsü (zorunlu olması) hakkında bir karar değildir. Dersin muafiyet sınırlarını genişletmeyi öneren bir karar var karşımızda. Bu dersin zorunlu olup olmaması gerektiği konusunda tartışmak, dinin toplumsal yapıdaki şekillendirici ve yönlendirici etkisini görmemek demektir ki bu temelden problemli bir tavırdır. Böylesi bir karar, diğer zorunlu dersler için düşünülmezken, din dersi için düşünülmesi ayrıca izaha muhtaçtır. Din kültürü derslerinin hayatın içerisindeki karşılığı diğer derslere oranla daha yüksek olmasına rağmen bu dersin statüsünün tartışılmasında iyi niyet görünmemektedir. Örneğin zorunluluk ve muafiyet statüleri neden Matematik veya Resim dersi için tartışılmazken sürekli Din dersi için tartışılmaktadır. Zira bir öğrenci zorunlu eğitim boyunca Matematik dersini zorunlu olarak görmektedir ancak mezun olduktan sonra hayatı boyunca belki de müfredatın %90’ını kullanmamaktadır. Dört işlemi okul dışında öğrenmenin mümkün olduğu göz önüne alındığında bu oran %100’ü de bulabilir. Durum bu iken AİHM de dahil olmak üzere hiçbir makam, Matematik dersinin seçmeli olması görüşünü ileri sürmemektedir. Müzik dersi için durum da aynıdır. Ne var ki Müzik dersi de zorunlu dersler arasındadır.

AİHM kararından bağımsız Türkiye toplumunun kendi gerçekleri içerisinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin içeriği hakkında yeniden düşünmek daha doğru bir yaklaşım olur. Son yıllarda bu dersin müfredatında yapılan düzenlemeler, içeriği daha kuşatıcı bir hale getirmiştir. Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin pozitif yönlendirmeleri ile bu dersin içeriği daha da birleştirici bir hal alabilir. Böylesi bir ders içeriği, diğer din mensuplarının ve İslam içindeki farklı yorumların birbirlerini daha iyi anlamaları- na, hoşgörü ve birlikte yaşama kültürüne daha çok katkı sağlayacaktır. Bu ders aslî fonksiyonlarını daha iyi yerine getirirse bir Müslüman ya da Hıristiyan çocuk diğer dinler hakkında bilgileri ancak bu ders yoluyla alabilir ve diğer din mensuplarına saygı duymayı öğrenir. Bu ders ile birlikte İslam içi farklı yorumlara yer vermemiz, birlikte yaşama ve toplumsal barışa da katkı sağlar. Sünni vatandaşlar ile Alevi vatandaşlar arasındaki bilgisizlikten kaynaklanan önyargıların giderilmesinde bu dersin önemli bir işlevi olabilir. Camide, ibadethanelerde sadece oraya gelenlere bir şey anlatabilirsiniz; ancak okulda herkese ulaşma imkânınız olur. 1982’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin okullara konulmasından beri geçen 32 yıllık uygulamanın toplumumuzda sağlıklı bir din algısının yerleşmesinde ve Türkiye’de dinden kaynaklanan bir çatışma olmamasında katkısı bulunduğunu söyleyebiliriz. Ancak dersin kaldırılması veya seçmeli hale getirilmesi, kuşatıcı değil ayrıştırıcı ve yabancılaştırıcı etkilere sebep olacaktır.

İlköğretimin amacı çocuğu tanımak, çocuğa kendisini tanıtmak, ilgilerini ve yeteneklerini keşfetmesini sağlayarak onu hayata hazırlamaktır. Yetişkin bir birey olarak özgür düşünen ve seçim yapabilen biri haline getirmektir. Bu amacı gerçekleştirmenin temel şartı ise çocuğa kendisini, içinde yaşadığı kültürü tanıtmaktır. Bilmeyen seçemez. Zorunlu eğitim döneminde bunları öğrenciye tanıtmamak özgür iradeli birey değil, bilgisiz ve kolay yönlendirilebilen bireyler yetiştirmeye sebep olur. İleride ressam olabilece- ği ihtimali ile resim, müzisyen olabileceği ihtimali ile müzik, matematik ile ilgili bir meslek sahibi olabileceği ihtimali ile üslü ve köklü sayıların zorunlu olarak öğretildiği çocuklarımıza, yaşamı boyunca kendisine lazım olacak din bilgisini sağlaması adına din kültürü ve ahlak bilgisi dersi de verilmelidir. Tüm bunların yanı sıra Allah’a inananların %98 olduğu bir toplumun fertlerine inanç konularının öğretilmesi bir gereklilik olarak karşımıza çıkar. Yine beş vakit namaz kılanların %40’ın üzerinde, Cuma namazı kılanların %60’lar düzeyinde, oruç tutanların %83’ler seviyesinde olması toplumun ibadetler hakkında bilgilendirilme ihtiyacını ortaya koymaktadır. (Bkz.DİB Türkiye Dinî Hayat Araştırması,2014.) Bu ihtiyaç toplumun kendi dini ve kültürel doğasından kaynaklı bir meşruiyet zemininde yer almaktadır.

Son söz olarak, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi (anayasada yer aldığı şekliyle) zorunlu dersler arasında kalmalıdır. Toplumsal uzlaşı ve asgari müştereklerde buluşmak amacıyla müfredat hakkında müzakereler, içerik hakkında tartışmalar mutlaka devam etmelidir. Bu, daha iyiyi bulmak yolunda elzemdir. Ancak dersin seçmeli olması veya kaldırılması talepleri toplumun büyük çoğunluğunda bir yankı bulmayacaktır.

Facebook
Hesaplarımız
Twitter
Hesaplarımız
Youtube
Hesaplarımız
Instagram
Hesaplarımız
Linkedin
Hesaplarımız
Web
Sitelerimiz
EĞİTİMLER
DEĞERLER EĞİTİMİ MERKEZİ
Değerler Eğitimi Merkezi aşağıdaki kategorilerde eğitimler vermektedir.
İSTANBUL TASARIM MERKEZİ
İstanbul Tasarım Merkezi aşağıdaki kategorilerde eğitimler vermektedir.
YAYINLAR
eser
baskı

Ensar Yayın Grubu; Ensar Neşriyat, Gülhane Yayınları, Vefa Yayınları, Değerler Eğitimi Merkezi (DEM) Yayınları, İSAV Yayınları ve İstanbul Tasarım Yayınları gibi 7 farklı tematik yayını bünyesinde tutmaktadır.

Son çıkan eserler aşağıda listelenmektedir. Daha fazlası için ensarnesriyat.com.tr web adresini ziyaret ediniz.

YENİ ÇIKAN YAYINLAR

Daha fazlası için
ensarnesriyat.com.tr
YURT HİZMETLERİ
yurt
öğrenci

Ensar Vakfı Yurtları, yurtlarında misafir ettiği öğrencileri ailelerinin birer emaneti olarak görmektedir.

Gençlerimizi kişisel ve mesleki gelişim odaklı, ülkesini ve dünyayı tanıyan kişiliği ile örnek teşkil edecek bir insan olarak yetiştirmeyi amaçlayan Vakfımız 29 Kız ve 17 Erkek Yurdu ile toplamda 46 yurtta 4901 Öğrenci kapasitesiyle hizmet vermektedir. 2019-2020 Eğitim yılında Ensar Vakfı Yurtlarının doluluk oranı %93,5 olmuştur.

Yurt ve şehir oryantasyon programı ile başlayan öğrenci faaliyetleri öğrencilere yönelik

•   Yaygın Eğitimler,
•   Seminerler,
•   Konferanslar,
•   Kariyer Gelişim Programları
•   Atölyeler ile desteklenmektedir.

Sivil toplum kuruluşları arasında Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi çalışmasıyla öncü olan Ensar Vakfı, öğrencilerine bireysel terapi hizmetinin yanı sıra; yurtlarda PDR, Psikoloji bölümlerinde okuyan ve bu alanlara ilgi duyan öğrencilere yönelik Psikoloji Atölye Çalışmaları, Film analizleri ve mesleğe hazırlık eğitimleri düzenlenmektedir.

B12 Dergisi

Ensar Vakfı Yurtlarında yazmaya, çizmeye, okumaya, hayal kurmaya, şiir yazmaya yeteneği olan ve geliştirmek isteyen öğrencilerin çalışmalarını yayınladığı, tamamen öğrenci emeği bir dergi çalışmasıdır.

BURS

1. LİSANS BURSLARI

“Ensar Vakfı Lisans Bursları” İstanbul’da öğrenimine devam eden öğrencileri desteklemek amacıyla verilen burslardır. Bu burslar Değerler Eğitimi Merkezi (DEM) tarafından projelendirilerek öğrencilerin başvurusuna açılmaktadır. Vakfımız burs başvurularını Eylül-Ekim ayları içerisinde yalnızca online başvuru formu üzerinden almaktadır. Başvuru dönemi dışında ve şahsen, mail, mesaj, faks, telefon yoluyla burs başvurusu alınmamaktadır.

• Öğrencinin burs programına başvuru yapabilmesi için belirtilen ön başvuru şartlarını taşıyor olması gerekmektedir.

• Müracaat eden adayların başvuru bilgileri üzerinden sistem puanlaması oluşturulmakta, aile gelir durumu, bölüm, sınıf, başarı sıralaması ve not ortalaması gibi değişkenler dikkate alınarak bursiyer kontenjanının en az iki katı kadar aday mülakata davet edilmektedir.

• Mülakat değerlendirmesi olumlu sonuçlanan öğrencilerden bursiyerlik evrakları teslim alınarak başvuru esnasında verilen bilgilerin kontrolü yapılmaktadır.

• Lisans bursları Ekim-Haziran aylarını kapsayan 9 aylık süre boyunca verilir. Nakit bursun en fazla %10’una kadarlık miktar öğrenciye kitap bursu olarak tanımlanır.

• Burs miktarı her yıl Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti tarafından belirlenir.

2. ARAŞTIRMA BURSLARI (LİSANSÜSTÜ)

Lisansüstü bursları, DEM’in akademik çalışma alanları ve araştırma konuları çerçevesinde verilmektedir. DEM’in belirlediği araştırma konuları üzerinden 12, 18, 24 aylık periyotlarla araştırma projeleri olarak ilan edilmektedir. Araştırma Projelerinde proje danışmanı ve yürütücüsü olarak akademisyenler yer almaktadır. Ayrıca bu projelerde yüksek lisans ve doktora öğrencilerine araştırmacı ve asistan olarak görev verilmektedir. Proje kapsamında ve süresince görev alan öğrencilere lisansüstü bursu verilmektedir. Araştırma Projelerinin duyuru ve başvurularını www.dem.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.

3. İHL BURSU

Ensar Vakfı tarafından Türkiye’deki İmam Hatip Liseleri’nde örgün olarak öğrenimlerine devam eden öğrenciler için sağlanan burs imkanıdır.

• Bu burs programı Türkiye’de İmam Hatip Liselerinin Hazırlık, 9, 10, 11 ve 12. sınıflarında okuyan öğrencileri kapsamaktadır.

• İHL Bursuna başvurunun birincil şartı maddi olarak bursa ihtiyacı olmaktır.

• İHL Bursları Ensar Vakfı Şubelerinin koordinasyonunda Türkiye genelinde 7000 öğrenciye verilmektedir.

PROJE
toplam
proje

2012 yılından bugüne tüm eğitim kademelerine yönelik olarak Genel Merkez ve Şubeler adına proje üretme, yazma, yürütme, denetleme, raporlama, araştırma ve geliştirme süreçlerini yönetmektedir.

Gençlik Spor Bakanlığı, Ulusal Ajans, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kalkınma Ajansları, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi proje hibe desteği sağlayan kurum ve kuruluşların desteği ile ulusal ve uluslararası alanda bir çok projeyi hayata geçirmiştir.

2012 – 2020 yılları arasında Gönüllülük, Kişisel Gelişim, Fiziksel Aktivite, Egzersiz ve Spor, Kitap Kahve, Kültür Sanat, Yenilikçi Fikirler ve Çevre alanlarında Genel Merkez yürütücülüğünde 20 proje, 54 ilde yer alan 72 şubesinde ise 127 adet proje ile toplamda 147 proje gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca "EuroDesk Temas Noktası" ve "Kariyer ve Staj Ofisi" Proje Koordinasyon Merkezi bünyesinde yer almaktadır.

EuroDesk Temas Noktası

Ensar Vakfı tarafından, 2018 yılında Erasmus+ Eurodesk Türkiye Ağı Eurodesk Türkiye Temas Noktası Teklif Çağrısı kapsamında sunulan başvuru T.C. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından kabul edilmiştir. 2019 yılı itibari ile Ensar Vakfı “EurodeskTürkiye Temas Noktası” olarak gençlere ve gençlere hizmet edenlere Avrupa Fırsatları hakkında bilgi vermek amacı Ulusal Ajans tarafından yetkilendirilmiş ve faaliyetlerine devam etmektedir. detaylı bilgi ve iletişim

Kariyer ve Staj Ofisi

Kariyer ve Staj Ofisi, OIC Intern Staj Programı ile gençlere dair edindiğimiz tecrübeler ve öngörülen ihtiyaçlar çerçevesinde eğitim, kariyer danışmalığı ve stajdan oluşan 3 ana kategoride üniversiteli ve yeni mezun gençlere hizmet veren bir kariyer ofisidir. Bunun yanı sıra gençlerin kariyer gelişimlerine katkıda bulunabilecek çeşitli program ve etkinlikler de Kariyer ve Staj Ofisi’nin hedefleri arasındadır.Kariyer ve Staj Ofisi’nin faaliyet alanları aşağıdaki gibidir;

SOSYAL SORUMLULUK
CAMİİ İMARLARI
CAMİİ İMARLARI

İbadete açılan Hz. Aişe Camii ve inşaatı devam eden Ateştuğla Camii inşaatı sosyal sorumluluk projelerimiz arasındadır.

YALOVA SABRİ EKŞİNOZLUGİL ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ
YALOVA SABRİ EKŞİNOZLUGİL ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

Sosyal Sorumluluk çalışmalarına inşaat projeleriyle de devam eden vakfımız, İmam Hatip Neslinin ihyası için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu kapsamda, 20 bin metrekare üzerine kurulu 3 bloktan oluşan Yalova Sabri Ekşinozlugil Anadolu İmam Hatip Lisesi İnşaatı devam etmektedir.

AŞEVİ HİZMETİ
AŞEVİ HİZMETİ

Bağcılar Zeliha Hatun Aşevi’nde ihtiyaç sahiplerine her gün 3000 kişilik yemek ikramı yapılmaktadır.

HER YURDUN BİR YETİMİ VAR
HER YURDUN BİR YETİMİ VAR

Ensar Vakfı Yurtlarında kalan öğrenciler tarafından yapılan proje ile öğrencilerimiz yetim çocuklara kol kanat germeye çaba gösteriyor.

GÜLÜMSETEN EMEK
GÜLÜMSETEN EMEK

Gülümseten Emek Projesi, Suriye savaşında çocukluğundan uzaklaştırılan, küçük yaşlarına koskocaman acılar sığdıran Suriyeli çocukları bir nebze gülümsetebilmek niyetiyle Genç Ensar ve Hanımlar Komisyonu tarafından el emeği ile hazırlanan 8000 bez bebek ve çeşitli hediyeler Suriye’nin Azez Bölgesinde bulunan mülteci kampında yaşayan çocuklara ulaştırılmıştır.

DEMET SEZEN PROJESİ
DEMET SEZEN PROJESİ

Öğrencilerimiz oluşturulan kumbaraya ayda 5 lira bağışlayarak Ramazan ayında İdlib’deki yetimlere iftar vermişlerdir.

FİDAN DİKİMİ
FİDAN DİKİMİ

Ensar Vakfı’nın farklı çalışmalarında görev alan gönüllülerimiz adına Kudüs Abdülhamithan Fidanlığında 1.500 fidan dikilmiştir.

SU KUYUSU PROJESİ
SU KUYUSU PROJESİ

Kız ve erkek yurtları öğrencilerimiz ve yurt yöneticilerimiz Afrika’da 3 ayrı su kuyusu açtırmıştır.

ÇOCUKLAR ÜŞÜMESİN
ÇOCUKLAR ÜŞÜMESİN

Yurt öğrencilerimiz Gazze’deki çocuklara mont ve bot hediye etmişlerdir.

YEMEK HİZMETLERİ
günlük
öğrenciye
üç çeşit
ücretsiz yemek

Genel Merkez yemekhanemizde deneyimli ve tecrübeli aşçılarımız tarafından 600 öğrenciye günlük üç çeşit ücretsiz yemek hizmeti vermekteyiz.

Özellikle Genel Merkezimize yakın üniversitelerde okuyan öğrencileri öğle yemeği için ağırlamaktayız. Ramazan aylarında ise Ramazan Ayı’nın mutluluğunu, huzurunu, bereketini iftar yemeklerinde öğrencilerimizi ağırlayarak paylaşmakta ve yaşamaktayız.

2006-2020 yılları arasında 110 İmam Hatip Okulunda orta öğretimde okuyan 25.000 öğrenciye üç çeşit yemek üretimi ve sunumu hizmeti verilmiştir.

Yemek Hizmetleri