Kamu Güvenliği Müsteşarlığı 1. Hukuk Müşaviri Dr. Ahmet ULUTAŞ, TPE Bilgi İşlem Daire Başkanı M Kemal NALÇACI, Türkiye Şeker Fabrikaları Eğitim Daire Başkanı Süleyman Şıhlaroğlu?nun da aralarında bulunduğu çok sayıda bürokrat, akademisyen ve siyasetçinin katıldığı konferans sonrasında konuğumuza Ensar Vakfı Ankara Şubesi Başkanı Av. Ercan POYRAZ tarafından plaket takdim edildi.
Ensar Vakfı Ankara Şubesi Başkanı Av. Ercan POYRAZ?ın ? Bilgiye verilen önem nedeniyle gelişmiş toplumlar, fikri mülkiyet haklarını kullanma ve koruma yolunda büyük adımlar attığını ve Peygamber efendimizin (SAV) ?canlarımız,mallarımız ve kanınız ma?sumdur dokunulmazdır? diyerek insana ait hak ve hürriyetlerin korunmasının dinimizin bir gereği olduğunu belirttiği? takdimiyle başlayan programda, TPE Başkanı Sn. Prof. Dr. Habip ASAN Konuşmasına Ensar Vakfı?na teşekkürlerini ileterek başladı.
?Peygamberimiz (sav)?e inen ilk ayet ?OKU? ayetidir, dinimizde bu çok önemlidir. Okumayan fikir de üretemez. Fikri mülkiyet konusunu dinimiz gayet güzel açıklıyor; bununla ilgili birçok ayet ve hadis vardır.? diyen Sn. Asan, hükümetin 2023 hedefinin en az 500 milyar dolarlık ihracat yapmak, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak, en az 1 trilyon $ lık dış ticaret hacmine sahip olmak, GSYH?nın 2 trilyon $?a ulaşması, kişi başına düşen milli gelirin 25 milyon $ olması ve işsizlik oranının %5?e düşürülmesi olduğunu belirterek 2023?te Sınai Mülkiyet hedeflerinin de, en az 50 bin yerli patent başvurusu, Türk tasarımı imajı oluşturulması, 10 küresel marka oluşturulması, Fikri ürün portföyünün GSMH?nin %50?sini oluşturması olduğunu da ekledi.
Sn. Asan; 4-5 ay önce bizim de üyesi olduğumuz EPO?nun yayınladığı rapora göre, Avrupa?da 2008-2011 yılları arasında yaratılan istihdamın 76 milyonu (%40?ı) sınai mülkiyete önem veren işletmeler tarafından yaratıldığını söyleyerek, bir ülkenin sınai mülkiyete ne kadar yoğun çalışıyorsa o kadar çok istihdam sağladığını belirtti. ?Sınai mülkiyete yoğunlaşan sektörlerin GSYH?ye katkısının 4,7 Trilyon Euro olduğunu, bunun da milli gelirin %38,6?sını oluşturduğunu ve sınai mülkiyet ile ekonominin sıkı bir ilişki içinde olduğunu söyledi. Markalaşma giderlerinin GDP?ye oranı yüksek gelir düzeyindeki ülkelerde sabitken, orta gelir düzeyinde artmakta, marka sahipleri 2012?de 5,5 Milyar $ royalty elde etmiş, markalaşma, firmalarda Ar-Ge yatırımlarının geri dönüşünü güvence altına alan en önemli mekanizmalardan biri olmuştur.? dedi.
Fikri Mülkiyet Haklarını, insan düşüncesinin ürünü olan yeniliklerin sahiplerine verilen haklar olarak tanımlayan Sn. Asan; Telif Hakları ve Sınai Mülkiyet Hakları olmak üzere 2 kısım olduğunu, telif haklarının daha çok edebiyat ve sanat ile ilgili olduğunu ve sanatçının haklarına sahip çıktığını belirtti. Sınai Mülkiyet haklarının ise 5 türü olduğunu belirten Sn. Asan bunları; Patent ve Faydalı Model, Marka, Endüstriyel Tasarım, Coğrafi İşaret, Entegre Devre Topografyası olarak sıraladı.
Sn. Asan ?Patent, buluşu açıklaması karşılığında başvuru sahibine buluşun kullanımı için belirli bir süre ile verilen haktır, 20 yıl süre ile verilir, yenilenmez, uzatılamaz, faydalı modelin ise koruma süresi 10 yıldır. Marka, Bir işletmenin mal veya hizmetlerinin, diğer işletmelere ait mal veya hizmetlerden ayırt edilebilmesini sağlayan ve baskı yoluyla yayımlanabilen her türlü işarettir, 10 yıl süre ile verilir ve 10 yıllık periyotlar halinde sınırsız uzatılabilir. Endüstriyel Tasarım, Bir ürünün çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütündür.5 yıl süre ile verilir, 5 defa uzatılabilir, fazla Ar-Ge ve altyapı gerektirmez, gelire çabuk dönüştürülür. Coğrafi İşaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretlerdir. Coğrafi işaret, diğer sınai haklardan farklı olarak, ürünü üreten tüm üreticilerin hakkını korur.? dedi.
Sınai Mülkiyetin tarihçesinden, 1871?de Alamet-i Farika Nizamnamesi (Avrupa?nın 2. Marka Kanunu ), 1879?da İhtira Beratı Kanunu, 1994?te TPE?nin kuruluşu, 1995?te Mevcut KHK?ların yapıldığından, Türk Sınai Mülkiyet Sistemi?nden, yasal çerçevesinden ve 13 tane uluslararası anlaşma olduğundan bahseden Sn. Asan, 2013 sonu itibarıyla toplam 8000 civarında patent başvurusu olduğunu, buna uluslararası başvuruları da dahil edince toplamda 15.500-16.000 civarında başvuru olduğunu, özellikle 2000?den sonra patent başvurularında çok büyük artış olduğunu, 1995?ten bu yana ise 25 kattan fazla artış gerçekleştiğini, 2012-2013 arasında patent ve faydalı model başvurularında %2 artış olduğunu, bu durumda Avrupa?da 8., dünyada 15. Sırada olduğumuzu ve siyasi istikrar devam ederse 2023?te 50.000 patent başvurusuna ulaşılacağını söyledi. Marka başvurusunda ise, son 3 yılda azalma olsa da Avrupa?da 1., Dünyada 6. Sırada olduğumuzu, tasarım başvurusunda, %5,6 artış olduğunu bu durumda, Avrupa?da 2., dünyada 4. sırada olduğumuzu, Türkiye?de tescilli coğrafi işaret sayısının 178, başvuru aşamasında coğrafi işaret sayısının 214 olduğunu söyledi.
Türk Patent Enstitüsü?nün organizasyon şemasından bahsettikten sonra, 400-500 personele sahip olduklarından, stratejik amaçlarından, vizyon ve misyonundan, patent araştırma inceleme işlemlerinin ilk defa 2006 yılında yapılmaya başlandığını ve bu güne kadar %31 artış gösterdiğinden, online başvuruların ve incelemelerin 2007?de başladığını ve büyük artış gösterdiğini söyleyen Sn. ASAN, online hizmetlerin daha kullanıcı dostu hale getirilmeye çalışıldığının, 41 yeni işlem online olarak yapılabildiğinin, 25?i Sanayi ve Ticaret Odalarında, 39?i Üniversiteler bünyesinde bilgi ve doküman birimleri kurulduğunu, başvuru süreçleriyle ilgili olarak başvuru sahiplerini hızlı ve yüksek kalitede bilgilendirmek amacıyla 13 kişilik profesyonel ekip olduğunu, Hezarfan ve üniversite projelerinden, 2013 yılında 20 üniversitede farkındalık etkinlikleri yapıldığından, kurumlar arası işbirliği yapıldığından, ülkelerle ikili işbirliği yapıldığından bahsederek konuşmasına son verdi.
Yapılan soru cevap kısmının ardından Ensar Buluşmaları, Kur?an-ı Kerim tilavetiyle son buldu.
Konuğumuz Sn. Prof. Dr. Hasip ASAN, konferansın ardından yapılan kahve ikramı ile vakıf yöneticileri, siyasetçi ve bürokratlardan oluşan misafirlerimizle beraber sohbet etti.