Ensar Vakfı?nın her haftadüzenlediği Ensar Buluşmaları?nın bu hafta ki konuğu İstanbul ÜniversitesiRektörü Sayın Prof. Dr. Yunus SÖYLET ?EğitimStratejileri ve Gelecek? konulu konferans verdi.
Ensar Vakfı Kurucularından İstanbul Milletvekili FeyzullahKIYIKLIK, Ensar Vakfı Ankara Şubesi İstişare Kurulu Üyesi Düzce MilletvekiliOsman ÇAKIR, Manisa Milletvekili Selçuk ÖZDAĞ ve çok sayıdabürokrat, akademisyen ve siyasetçi katıldığı konferans sonrasında Sayın SÖYLET?eEnsar Vakfı Ankara Şube Başkanı Av. Ercan Poyraz tarafından plaket takdimedildi.
Ensar Vakfı AnkaraŞubesi Başkanı Av. Ercan POYRAZ?ın takdimi ile başlayan programda İstanbulÜniversitesi Rektörü Yunus SÖYLET konuşmasına;
Konuşmasına,üniversitenin toplum için önemi ve toplum refahındaki yerinden bahsederek başladı.Bu bağlamda, üniversitelerin ilk kuruluşunu şu sözlerle ifade etti. ?Üniversitedenen yapıyı ilk kez öğrenciler kurmuştur. Avrupa?da 1000?li yıllarda,öğrenciler iyi hocaları toplayıp, lonca teşkilatına benzer bir yapıkurmuşlardır. Bizde de Nizamiye Medresesi ve birçok medrese de lise eğitimininyanında yükseköğrenim eğitimi de vermişlerdir. İslami yüksek öğrenim tarihindeSuffe medreselerinde yetişen birçok insan Endülüs?e gönderilmiştir. Daha sonraBilginin ağırlığı korunarak, eğitim öğrencilerden hocaların kontrolünegeçmiştir.?
Eğitimöğretim tarihini şu dönemlere ayırdı: M.Ö 6000-M.S 1750 yılları arasında temelüretim alanı topraktır. Usta çırak şeklinde ilerleyen bir tarım eğitim sistemivardı. 1750?den sonra 1950? ye kadar buhar makinesinin icadıyla ve sanayitoplumunun ortaya çıkmasıyla, maddi üretim devreye girdi. Üniversitelereteknolojik üretimde önemli görevler verildi. 1950?den sonra bilgisayarınicadıyla bilişim ve eğitim teknolojileri alanında bilginin gücü ön plana çıktı.O dönemde, dünyanın en güçlü 500 firmasının varlığının çoğu maddi Varlıktanoluşuyorken, şimdilerde ilk 500?ün varlığının yüzde 80?ini kıymetli bilgi veinsan oluşturuyor.
Sn.Söylet sözlerine ?Nitelikli insan kaynağını en çok yetiştiren kurumlarüniversitelerdir. Eğer bir ülkenin üniversitelerigüçlüyse, bilgi üretiyorsa, o bilgiyi paylaşıyorsa, doğru aktarıyorsa,yetenekli insanları çok sayıda yetiştiriyorsa ve üretilen bilginin toplumadokunmasını sağlıyorsa, bilgiyi topluma ulaştırabiliyorsa işte o ülkeler hızlayükselir.? diyerek devam etti.
Bilgitoplumunda üniversitelerin rolü önemli olduğuna değinen Sn. Rektör, ?bizim gibiülkeler, konjonktürel ve çok emek sarf edilerekgeldiği bu noktada, sıçramaya hazır, azimli ülke olarak toplumun kalkınmasınıdevreye sokmak zorundadır.? dedi.
Üniversitelerve toplum arasındaki ilişkiden bahseden Sn. Söylet Fildişi kulelerimizden inip,toplumla bütünleşip, akademik ve bilimsel gücümüzü toplum ve dünya hizmetinesunmak zorunda olunduğunu söyledi.
Sn Söyletkonuşmasını şu şekilde sürdürdü;
Nitelikliinsan eğitimi hiçbir zaman olmadığı kadar önem kazanmıştır, yeni fikirler ve bufikirlerin ürüne dönüştürülmesi (İnovasyon) süreci çok önemlidir. Bizim tam daicatçılık yapmamız gereken dönemdir. Ülke olarak geçmişten bu yana değerler veinsanlarımız varken, çok iyi araştırmaların yapıldığı ve toplumla bütünleştiğiicatçılık yapılması gereken bir dönemdeyiz.
Üniversiteler,toplumdaki hissettirilen gücün ideolojik aygıtı olarak kullanılırsa bu hatayatekrar düşülürse, üniversitelerde en farklı fikirlerin dahi rahatça ifade edildiği, paylaşıldığı,araştırıldığıortamlardan çıkarsak, ideolojik enstrüman olarak kullanmaya devam edersek, eskiden ne ürettiysek yine onu üretiriz.
Hertoplumun belli oranını yüksek öğretimle kalifiye hale getirme mecburiyetivardır. Bizim ülkemizin de böyle mecburiyeti vardır. Her ilde sadece kantite değil kalite olarakdeğerini yükseltebileceğimiz üniversitelere ihtiyaç vardır. Artık üniversiteler18-24 yaş grubunun eğitileceği kurumlar değil, her yaş grubunun eğitildiği yerler olmalıdır. Buna yaşam boyueğitim denir. Bu bilgi çağının en önemli özelliğidir. Diğeri ise kitle eğitimidir. Yani yükseköğretim çağınagelmiş ama mesleki eğitimle mesleğe yönelmediyse, mesleki eğitimden faydalanmakisteyen herkesin faydalanmasını sağlamak zorundayız. Hayat boyu öğrenimile de bilgi, beceri ve yeteneğiartırmak durumundadır. Niceliği artırırken niteliği de artırmamızgerekiyor. YÖK?te bulunduğum süreçteçalışmalar yapıyorduk, çalışmalar ciddi şekilde devam ediyor bunlar İnşallahniteliği artırmamızda da faydalı olur.
Klasikyüksek öğrenim grubunun niteliği bizden farklı, Web Generation dediğimiz birgrup var. Onlar klasik eğitim yöntemlerinden çok çabuk sıkılıyorlar. Yenieğitim metodları geliştirmeliyiz.
Yükseköğretim bu dinamizde sadece eğitim ve öğretim değil, patentlenebilir fikrimülkiyet hakları alınmış yenilikçiliğinde de üniversitelerde üretilenbilgi toplum ve sanayinin hizmetinesunulur. Üniversiteler bir ürünoluşturabilseler de bunu yaygınlaştırabilme imkanına sahip değillerdir. Devlet,kolaylaştırıcı mevzuatla ve Ar-Ge? yi destekleyerek, üniversite, kamu ve sanayi üçlüsünü oluşturmalıdır.
Sonolarak yüksek öğrenim sistemimizde girişimcilik anlayışın gelişmesigerektiğini, girişimci üniversitelerde , girişimci mezunlar olmamız gerektiğinisöyleyerek sözlerine son verdi.
Yapılan Soru CevapKısmının ardından Ensar Buluşmaları, Kur?an-ı Kerim tilavetiyle son buldu.
Konuğumuz Sn.Söylet, konferans ardından yapılan kahve ikramı ile sonrasında vakıfyöneticileri ve siyasetçi, bürokratlardan oluşan misafirlerimizle berabersohbet etti.